Sosyal Medya Hesapları




KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 2023-2024 AKADEMİK YILI HAYIRLI OLSUN...
“TÜRKİYEDEKİ TEKNOLOJİK GELİŞMELER”
Prof. Dr. Veysel EROĞLU, 19 Ekim 2023 Saat:13.59 / Konya
2023-2024 Akademik Yılının, üniversitemize, öğrencilerimize, akademisyenlerimize ve bütün Konya Teknik Üniversitesi mensuplarına hayırlı olmasını diliyorum.
Konya Teknik Üniversitesi ülkemizin en önemli eğitim kurumlarından biridir. Üniversitemiz, 2018 yılında Konya’mızın 3. Devlet Üniversitesi olarak kurulmuştur. Her geçen gün gelişmekte ve daha da büyümektedir.
Konya’ya benim ayrı bir gönül bağım bulunmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesinde talebe iken, bir müddet Feriköy’deki Konya Talebe yurdunda kalmıştım.
İslam’ın ilk emri: Oku (Alak Sure-i Celilesi), Yaratan Rabbinin Adıyla oku.
Okumadan gaye, İlimde gelişip araştırma yapmaktır. İlk vahyin oku emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi okumanın ve bilmenin insan hayatında ne kadar ehemmiyetli bir husus olduğunu göstermektedir.
Bakara suresinin 31.Ayet-i Kerimesinde vahiy’n sırları ve kâinattaki esrarın keşfi ve bilgi edinilmesi, ders ve ibret alınması, eşyanın hakikatinin araştırması emredilmektedir.
Zümer Sure-i Celilesi 9.Ayet-i Kerimesinde mealen “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” ifadesi ile bilginin ehemmiyeti ortaya konulmuştur.
Sivrisinekten, örümceğe, deveden, denizlere, güneş ve yıldızlara dikkat çekerek yüzlerce ayet-i kerimenin sonunda “Düşünmez misiniz? Akletmiyor musunuz” gibi ifadeler de insanları düşünmeye ve araştırmaya sevk ediyordu.
Peygamber efendimiz de “Hikmet ve ilim müminin yitik malıdır, onu nerede bulursa alır.” buyurmuştur. Ayrıca Efendimiz, ilmi aramanın sınırlarla bağlı olmadığını belirtmek için “İlim Çin’de bile olsa gidip onu alınız.” diye emretmiştir.
Hülasaten, İslam Dünyasında çok kısa bir müddet zarfında tıb, astronomi, matematik, fizik, kimyaya kadar pek çok sahada ilim adamının yetişmesindeki en büyük amil, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber efendimizin emirleridir.
Böylece İslam Dünyasında her sahada ilim adamları yetişmiştir. Bu mevzuda çok sayıda kitap ve makale vardır. İslam Dünyası’nda çok hızlı bir şekilde gelişen ilim, sadece İslam Dünyasını değil, bütün insanlığı aydınlatmıştır.
Frederic Starr’in “Kayıp Aydınlanma Orta Asya’nın Fetihlerinden Timur’a kadar” isimli kitabı ile Orta Batı Asya’nın Altın Çağını göstermiştir. Hâlbuki Avrupa’da MS 300 ila 1100 yılları arası “Karanlık Çağ” olarak tarif edilmiştir.
Batı, 716 senesinde İspanya’nın fethiyle birlikte İslam Dünyası’nda gelişen ilmi çalışmalardan etkilenerek Endülüs’ün tesiri ile ancak 10.Asırdan itibaren aydınlanmaya başlamıştır.
Müslümanlar Dünyanın güneş etrafında döndüğünü bilirken Avrupa’da dünya yuvarlaktır, dönüyor diyen Galileo, Engizisyon Mahkemesi tarafından yakılmak istenmiş, Galileo, 1633 yılında Engizisyon Mahkemesi’nde sonra “Yok Dünya Dönmüyor” dediği için cezası ev hapsine çevrildi. Çıkışta “Yine de dönüyor” diye mırıldandığı duyulmuştu. 1642 yılına kadar evde hapsedilmiştir.
Kopernik de Engizisyon Mahkemesi’nde kendisine neler yapılacağını bildiği için gerçeği saklamış ölümüne yakın bir kitapta tespitlerini yazmıştı. Kopernik’in fikirlerini savunan İtalya filozof Giordano Bruno, engizisyon tarafından yargılanmış ve diri diri yakılmıştı.
İslam Dünyası, Dünya’ya Küre-i Arz deyip ekvatorun çevresini hesaplarken, pek çok keşiflerde bulunurken batı “Dünya tabak gibi” düz diyordu. Sigrid Hunke “Avrupa’nın üzerine doğan İslam Güneşi” isimli kitap yazmıştır. Dr.Sigrid Hunke bu eserinde; İslam Medeniyeti’nin batı üzerine yaptığı büyük tesirleri vesikalar ile ortaya koymuştur.
İslam tarihinde pek çok ilim adamı yetişmiştir. Bu hususta en son çıkan kitap Prof. Dr. Mehmet Bayraktar’ın “İslam Bilim Adamları” isimli eserdir.
Burada sadece bir kısmının isimlerini veriyorum:
Ali Kuşcu – Öl. 1474 Matematik, Astronomi
Uluğ Bey – 1394 – 1449 Matematik, Astronomi
Biruni, 973-1051 Matematik, Astronomi, Coğrafya
Câbir İbn Eflâh XII.yy Matematik, Astronomi
Cezerî, 1136 – 1206 Fizik ve Mekanik
Dîneverî – 828-895 Botanik, Astronomi
Hârizmî – 770-846 Matematik, Astronomi
Mimar Davut Ağa – Öl. 1598
Mimar Sinan 1489-1588
Erzurumlu İbrahim Hakkı 1703-1780 Matematik Astronomi
Evliya Çelebi 1611 – 1684 Seyyah, Coğrafya
Fârâbî – 870 – 950 Filozof
Fuzûlî 1480 – 1556 Şair
İbni Haldûn 1332 – 1406 Sosyolog
İbni Rüşd 1126-1198 Filozof
İbn Sînâ 980 – 1037 Filozof – Tabip
İbn Türk VIII. yüzyıl Matematik
İbnü’l Heysem 965 – 1040 Matematik, Fizik, Astronomi
İbnü’n Nefis 1213 – 1288 Tabip
İdrisî 1099 – 1166 Coğrafya, Botanik, Harita
Kâşgarlı Mahmud 1008 – 1105 Dilbilim
Kâtip Çelebi 1609 – 1657 Tarih, Coğrafya
El Kindi 795 – 868 Filozof
Nasîrüddin Tûsî 1201 – 1274 Matematik, Gökbilim
Ömer Hayyâm 1048 – 1131 Matematik, Şair
Pîri Reis 1465 – 1554 Coğrafya, Haritacı
Yusuf Hâs Hâcib 1017 – 1077 Edebiyat
Peki daha sonra ne oldu?
Osmanlı 1699 Karlofça antlaşmasıyla ilk defa toprak kaybetmiş, 1774 Küçük Kaynarca Anlaşmasından sonra İslam Dünyasının gerilemesinin sebebi kanaatimce ilme ve teknolojiye icap eden ehemmiyeti vermemesidir. Ayrıca tazminattan (1839) Islahat ve Batı’ya özen duyma sebebiyle maalesef ilim ve teknolojide geri kaldık. 1.Dünya Harbi neticesinde Osmanlı Devleti yıkıldı.
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde toparlanma dolasıyla fazla bir şey yapılamadı. Hatta Kayseri’de ilk defa uçak üretilirken fabrikalar kapatıldı. Kırıkkale Silah Fabrikası da kapatıldı.
Kalkınma ilk defa Adnan Menderes ile başladı. Ancak idamı ile neticelendi. Devrim otomobilinin hikâyesini biliyorsunuz. Yakıtını boşaltmışlardı. TOGG’un açılışında ben de vardım. Yapılan latife şuydu. Aman benzini unutulmasın.
Rahmetli Özal, haberleşme ve diğer hususlarda büyük hamle yaptı ama onu da zehirlediler.
Rahmetli Erbakan, büyük sanayi hamlesi için harekete geçti onun da yolunu kestiler. Özdemir Bayraktar’ı ilk SİHA için cesaretlendiren odur. Eskiden İHA’ları kiralardık. Terör örgütüne ya haber verirler ya da yanlış koordinat bildirirlerdi. Satın aldığımız tank ve silahları terörle mücadelede kullanamazsınız derlerdi.
Vesayet sisteminde teknolojik gelişme yapılamıyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte muazzam bir gelişme sağlandı.
Teknoloji günlük hayatın en vazgeçilmez unsuru olmuştur. Teknoloji sayesinde hayatımız kolaylaşmakta, yapılan işler çok daha kısa sürede yapılabilmektedir. Eskiden teknoloji sadece belli alanlarda kullanılırken, günümüzde neredeyse her alanda kullanılmakta ve kullanılması da gerekmektedir.
Sanayi ve üretim alanında, sağlıkta, ziraat ve ormancılıkta, tekstil sanayisinde, inşaat ve mimaride, kimya ve biyoloji alanında, uzay bilimlerinde, savunma sanayisinde, sporda, velhasıl hayatın her alanında teknoloji kullanılmaktadır.
Bu durumu etrafımıza baktığımızda kolayca görebilmekteyiz. Hekim ve cerrahlarımız ileri teknoloji ile yeni sağlık ve tedavi yolları geliştirirken, diğer taraftan en kırsal kesimdeki çiftçilerimiz dahi teknolojinin nimetlerini kullanarak daha fazla ve kaliteli ürün üretmenin gayreti içindelerdir.
Teknoloji çok hızlı bir şekilde gelişmekte ve takibi baş döndürmektedir. Teknolojik gelişmelere uyum sağlayamayanlar çağımızın gerisinde kalmaktadır. Bugün robotlar ve yapay zekâ hayatımızın her alanına sirayet etmiştir.
Ben teknolojiyi seven, kullanan ve gittiğim her yere götüren ve daha da geliştiren biri olmuşumdur. İstanbul Teknik Üniversitesinde iken talebelik yıllarımda teknolojiye olan merakım en üst seviyede idi.
İTÜ’de Doktora çalışmamı yaparken bilgisayar programları yazıp, Bilgi İşlem Merkezinde işletirdik. O zaman Taşkışla binasında devasa bir Bilgi İşlem Merkezi vardı. Kartları delgi makinasında deler, sisteme verirdik. Bir yerde hatalı delme olursa saatlerce hatayı bulmak için uğraşırdık.
Teknoloji kısa sürede büyük ilerleme kat etti. Biz üniversitede okurken, 1970’li yıllarda mühendislik hesapları için sürgülü hesap cetvelleri kullanırdık. O tarihlerde Cağaloğlu’nda en iyi sürgülü hesap cetvelini almak için çok çalışıp, epeyce pazarlık yaptım. 200 TL olan Aristo sürgülü hesap cetvelini 170 TL’ye alınca çok sevindiğimi hatırlıyorum.
Daha sonra dört işlem elektronik hesap makinaları çıktı. İlk çıktığında 500 dolar idi. Yıllar sonra 5 dolara düştü. Daha sonra üssel fonksiyonları hesaplayan makinalar çıktı. Bilahare basit bilgisayarlar piyasada hızla yayıldı.
Eskiden İTÜ Bilgi İşlem Merkezi’nde 500 metrekarelik alanı kapsayan devasa bilgisayarların yerini, çok küçük bir odaya sığan sistemler aldı. Burada bir hatıramı zikretmek istiyorum. İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümünde araştırma projesi yaparken daha güçlü bir bilgisayar almam gerekti. Şu anda bütün okullarda olan böyle bir bilgisayar için Rektörlüğe müracaat ettim. Bedeli projeden karşılanacaktı. O zamanki rektörümüz, “Bu kadar ileri bir bilgisayara ne gerek var?” diyerek talebimi geri çevirdi. Ancak ben pes etmedim. Laboratuvara malzeme alır gibi talep ettim. Önce laboratuvar sistem ünitesi olarak ana sistemi, görüntü cihazı adıyla ekranı aldım. Ama klavye için bir laboratuvar malzeme ismi bulamayınca aynen yazdım. Rektörümüz, dekanımıza “Veysel Hoca kapıdan sokamadığı bilgisayarı, bacadan sokuyor.” demiş. Böylece bilgisayarıma kavuştum.
Çevre ve Orman Bakanlığım döneminde, Meteoroloji Genel Müdürüm, tahmin nispetini yüzde 90’ın üzerine çıkartabilmek için süper bilgisayar sistemi alınması gerektiğini söyleyince önce “Ne lüzum var?” diye düşündüm. Ama geçmişte benim başıma gelen hadiseyi hatırlayıp hemen imzaladım.
Bilgisayarlarla birlikte haberleşme sistemleri de çok gelişti. Bu konuda 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal’ın da büyük gayretleri olmuştur. Haberleşme konusuyla alakalı bir hatıramı da burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
2011 yılında, New York’ta Birleşmiş Milletler Ormancılık Forum ve Zirvesine katılmıştım. 2013 yılındaki forumu İstanbul’da gerçekleştirmek için resmi müracaatımızı yapmıştık. New York’ta bulunan Türk Evinde diğer ülkelerin temsilcileri ile programda bir araya gelmiş ve ardından ülkemizdeki muazzam ağaçlandırma çalışmalarını anlatmıştım. Ardından da ülkemizde pek çok noktaya görüntülü bağlanarak aynı anda fidanlar dikmiştik. Bu uygulamamız salonda büyük beğeni almıştı. Ertesi gün BM’de gerçekleştirilen oylama da bir ülke hariç bütün ülkelerin oylarıyla Dünya Ormancılık Forumu ve Zirvesinin İstanbul’da tertip edilmesine karar verildi. Bu zirve ilk defa New York dışında ülkemizde Nisan 2013 tarihinde İstanbul’da başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Malum olduğu üzere 1994 yılı öncesinde İstanbul’da büyük bir susuzluk vardı. 1994 yılından önce İstanbul’un nüfusu 6,5 milyondu. Şehrin nüfusu yılda takriben 400.000 artarken, buna bağlı olarak içmesuyu ihtiyacı da artmaktaydı.
Bu duruma rağmen o zamanki idarecilerin su kaynaklarını zamanında geliştirememesinden ve su temin tesislerini yapamadıklarından dolayı İstanbul susuzluk çekiyordu. Ayrıca 1994'te 590 milyon m3 olan su kaynaklarının % 65'i elek gibi olan şebekede kayboluyordu. Yani fiilen 200 milyon m3 su şehre verilebiliyordu. Dolayısıyla önce işe yeraltındaki eleğe dönmüş şebekeleri değiştirerek başlamamız gerekiyordu. Ancak yeraltında ne olduğunu bilmiyorduk. Yeraltı haritaları yoktu yani hangi borunun nerede olduğu bilinmiyordu.
Bu konuyla alakalı bir hatıramı paylaşmak istiyorum; 1995 yılı idi. Gaziosmanpaşa’da susuz bir mahalleye su vermek için boruları döşeyin talimatını vermiştim. Bir müdürüm “Efendim oraya yedi yıl önce boru döşendi.” deyince şaşırdım. Suyu olmayan yere boru döşemişler ama döşenen boruların yeri belli değildi. Neyse yolu enine olarak kazdık, boruları bulduk. Ek ve bağlantı parçaları olmadığı görüldü, yani borular ihtiyaç olmayan yere gömülmüş, paralar savrulmuş. Bunun üzerine harekete geçerek ülkemizde belki de ilk defa Coğrafi Bilgi Sistemini (CBS) İSKİ’ye kurdum.
Artık İstanbul'da bir sokaktaki su, kanalizasyon, İGDAŞ borusu dahi nereden geçtiği, koordinatları, çapı, ne zaman döşendiği vs. gibi bütün bilgiler, AKOM’daki Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) biriminde mevcuttur. Bu çok faydalı oldu, şimdi İstanbul’da hala bizim kurduğumuz CBS sistemi başarıyla kullanılmaktadır. 2003 yılında DSİ Genel Müdürü olunca CBS Sistemini DSİ’ye de kurdum.
İleri teknoloji ile birlikte İstanbul’da muazzam içmesuyu yatırımları tesis ettik. İSKİ Genel Müdürlüğü olarak 600 adet tesis hizmete aldık. Istrancalara 7 baraj inşa ederek 7 dereden 7 tepeye içmesuyunu ilettik.
İsale hattı uzunluğu 227 km’den 2.602 km’ye, içmesuyu şebeke hattının uzunluğunu ise 19.146 km’ye çıkarttık. Bu büyüklükteki uzunluk, ekvator uzunluğunun yarısına tekabül etmektedir. Eski borular değiştirildi. Böylece şebekelerin içmesuyu kaybını %65’ten %25’e düşürdük.
Dünyanın en ileri içmesuyu arıtma tesislerini İstanbul’a kazandırdık.
İkitelli Fatih Sultan Mehmet İçmesuyu Arıtma Tesisi
Cumhuriyet İçmesuyu Arıtma Tesisi
Kağıthane İçmesuyu Arıtma Tesisi
Ömerli Muradiye İçmesuyu Arıtma Tesisi
Yavuz Sultan Selim İçmesuyu Arıtma Tesis
İkitelli 2. Bayezıt İçmesuyu Arıtma Tesisi
Hâlihazır kapasite günlük 4,4 milyon m3’tür.
Yaptığımız çok ileri içmesuyu arıtma tesislerinin çıkış suyunda ve şebekede 163 parametrenin analizi yapılabilmektedir. Kağıthanede ileri teknoloji ile donatılmış modern bir laboratuvar kurduk. TSE, Dünya Sağlık Teşkilatı, ABD Çevre Koruma Ajansı ve Avrupa Birliği standartlarına uygun su verilmeye başlanmıştır.
İstanbul’umuzda her noktaya su ulaştırmak için 300.000 kW gücünde 79 terfi merkezi ve 800.000 m3 suyu depolayabilecek 61 büyük su haznesi inşa ettik. Su kaynaklarının ve su dağıtımının optimum yönetilmesi için ileri su kumanda sistemi (SCADA) kurduk.
Geçmişte sadece Aksaray’da İstanbul abonelerine hizmet verilmeye çalışılıyordu. 1994 yılından sonra İstanbul’a yayılmış 30 İSKİ Şube Müdürlüğü tesis edilerek müşterilere daha kaliteli ve hızlı hizmet sunulmaktadır.
En ileri bilgi işlem merkezini kurduk. Yabancı yazılımları çöpe attık, kendi yazılımlarımızı yazdık. İleri teknoloji ile müşteri memnuniyetinde %97’ye ulaşıldı.
2003 yılında DSİ Genel Müdürlüğü vazifem ve ardından 2007 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı vazifelerim boyunca teknolojiyi her daim rehber edindim. Gittiğim her kuruma ileri teknolojiyi kurdum ve kullandım.
Biraz önce bahsettiğim üzere Meteoroloji Genel Müdürlüğümüze süper bilgisayarlar ve ileri teknoloji ürünü otomatik gözlem istasyonları kurduk. Geçmişte meteorolojik ölçümler elle yapılır, merkeze gelip yayınlanana kadar hava durumu değişirmiş. Hatta bu konuyla alakalı dikkat çekici bir konuşmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
1978-1979 yıllarında Meteorolojiden mes’ul olan Devlet Bakanı Ali Rıza Septioğlu’nun yanına Elazığ’dan hemşehrileri gelir. Ali Rıza Septioğlu, hemşehrilerine Elazığ’da havanın nasıl olduğunu sorar. Onlarda soğuk ve yağışlı olduğunu söylerler. Bunun üzerine Bakan, Meteoroloji Genel Müdürünü arayarak Elazığ’ın hava durumunu sorar. Genel Müdür, havanın çok açık ve güneşli olduğunu söyler. Bunun üzerine Genel Müdürü görevden alır.
Biz Meteoroloji Genel Müdürlüğünün altyapısını tamamen yeniledik. İleri teknoloji süper bilgisayarlar aldık. Ardından ülkemizin dört bir yanını otomatik meteoroloji gözlem istasyonlarıyla donattık.
✓ 18 adet meteoroloji radarı,
✓ 1.634 adet kara otomatik meteoroloji gözlem istasyonu,
✓ 73 adet havaalanı otomatik meteoroloji gözlem istasyonu,
✓ 81 adet deniz otomatik meteoroloji gözlem istasyonu,
✓ 2 adet deniz radarı kurduk.
Hava tahminlerindeki isabet oranımızı %90’ın üzerine çıkarttık.
Daha önce denizcilerimiz hava durumunu Yunanistan’dan alırken Cebelitarık Boğazından Hazar Denizine kadar denizlerde hizmet verir hale geldik.
Yine İSKİ’de iken İstanbul’da inşa etmeye başladığımız ileri teknoloji içmesuyu arıtma tesislerini ülkemizin dört bir yanına yaydık.
Son 20 yılda 326 adet içmesuyu ve atıksu tesisi inşa ederek 81 ilimize kesintisiz içmesuyu sağladık. Özellikle Ergene Havzasında çok modern 12 adet İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi inşa ettik. Türkiye bu alanda Dünya’nın en iyi ülkelerinden biridir.
1994 öncesinde atıksu arıtma tesislerindeki mikrokumu dahi yurtdışından ithal eden bir ülke iken bugün atıksu arıtma tesisi inşasında Dünyanın en iyi ülkelerinden biri haline geldik.
Türkiye, ileri teknolojiyi her alanda kullanmaktadır. Ancak alanım olması sebebiyle sizlere özellikle ülkemizin gurur tesisleri olan barajlardan bahsetmek istiyorum. Ülkemiz son 20 yılda 716 adet baraj, 615 adet HES ve 481 adet gölet ve bent inşa etmiştir. Bu barajlar arasında Dünya’nın sayılı barajları bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı hakkında kısaca bahsetmek istiyorum.
Bakanlığım döneminde 2009 yılında hizmete açtığımız Karaman Ermenek Barajı, Göksu Nehri üzerinde inşa edilmiş bir mühendislik şaheseridir. Genişliği tepede 150 m’den az olan, tabanında ise yer yer 5 m’ye kadar düşen, son derece dar bir vadide inşa edilen proje, gerek zorlukla sağlanabilen ulaşım imkânları, gerekse karstik yapının gerektirdiği dikkatli ve itinalı çalışmalar sebebiyle, teknik olarak Türkiye’nin en karmaşık baraj projelerinden biridir.
Ermenek Barajının yerinin coğrafik ve topografik şartları gereği baraj gövdesinin inşa edileceği vadiye hiçbir şekilde ulaşım mümkün olmadığından inşaatında özel olarak tasarlanmış kablo vinç kullanılmıştır.
Artvin Deriner Barajı 249 metre yüksekliği ile ülkemizin en yüksek 2 barajıdır. Mühendislik harikası olan Deriner Barajının kurulu gücü 670 MW olup yıllık enerji üretimi ise 2 milyar 118 milyon kWh’tir. Bu muhteşem eseri Discovery Channel “Büyük Yapılar” isimli Belgesel Programında bütün Dünya’ya tanıtmıştır.
Bir diğer mühendislik şaheseri olan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı da ülkemizin gururudur. Plan ve projesinden inşasının sonuna kadar bizzat takip ettiğim bu baraj, Türkiye Cumhuriyetinin büyüklüğünü ve gücünü gösteren muazzam bir barajdır. 11 milyar m3 depolama hacmi olan bu eserin kurulu gücü 1.200 MW, yıllık enerji üretimi ise 4 milyar 120 milyon kWh’tir.
22 Kasım 2022 tarihinde hizmete alınan Artvin Yusufeli Recep Tayyip Erdoğan Barajı, son teknolojinin tatbik edildiği, 270 metre yüksekliği ile ülkemizin en yüksek, Dünya’nın ise 5. en yüksek barajıdır. Bu barajlar, inşaat ve elektromekanik açıdan son teknoloji ürünü su yapılarıdır.
Daha bu şekilde pek çok barajımız bulunmaktadır. Uluslararası Büyük Barajlar Komitesi (ICOLD) tarafından Bingöl’de özel sektör tarafından inşa edilen Yukarı Kaleköy Barajı 2020 yılında en iyi proje seçilmiştir.
Güzel Konya’mızda da bu ileri teknoloji ürünü barajlarımızı, sulama tesislerimizi, içmesuyu temin tesislerimizi görmek mümkündür. Konyamızın ve ülkemizin en önemli kalkınma projelerinden biri olan KOP’u Allah’a şükür biz hayata geçirdik. 2003 yılından önce tozlu raflara terk edilen KOP’u DSİ Genel Müdürlüğüm döneminde tekrar ele aldık.
Abdülhamit Han’dan beri hayata geçirilemeyen Konya’nın rüyası KOP’u hayata geçirdik. Projelerle bizzat ilgilenerek, KOP muhtevasındaki projeleri bir bir hizmete aldık. Özellikle ileri teknoloji ile kazandırdığımız, Konya’ya içmesuyu ve sulama suyu temin eden Bağbaşı Barajı ve Mavi Tünel başta olmak üzere;
Derebucak Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı,
Bağbaşı, Bozkır ve Avşar Barajları ülkemizin önemli barajlarından bazılarıdır.
Gembos Derivasyonu,
Beyşehir-Suğla-Apa (BSA) Kanalı (68.558 km)
Suğla Depolaması ve Terfi Merkezi önemli sulama tesislerindendir.
Konya’ya 55 baraj ve gölet inşa ettik,
Takriben 800.000 dekara araziyi sulamaya açarak yıllık 750 milyon TL gelir artışı sağladık.
143 dere ıslahı gerçekleştirdik.
Dünya’da ilk ve tek olan, yüksek teknoloji ürünü, ülkemizin gururu olan KKTC İçmesuyu Temin Tesisinden de kısaca bahsetmek istiyorum. Asrın Projesi KKTC İçmesuyu Temin Tesisini 17 Ekim 2015 tarihinde hizmete aldık. Proje ile yılda 75 milyon m3 su iletilmekte olup, KKTC’nin 50 yıllık su ihtiyacı karşılanmıştır.
Mersin Anamur’da inşa ettiğimiz Alaköprü Barajının suyunu, 107 km’lik dev boru hattı ile KKTC’de inşa ettiğimiz Geçitköy Barajına ilettik. Dünya’da ilk ve tek olan askıda boru sistemi ile 107 km’lik dev boru hattının 80 km’si denizin içerisinde, deniz yüzeyinin 250 metre altında askıda geçilerek, Toroslar’ın menba suyu KKTC’ye iletilmiştir. Bu muazzam tesis, Türk mühendislerinin sadece ülkemize değil Dünya’ya kazandırdığı yüksek teknoloji ürünü bir tesistir.
Türkiye özellikle inşaat teknolojilerinde son yıllarda büyük hamleler gerçekleştirmiştir. Bu hamlelerden biri de dev su tüneli inşaatlarıdır. “Tunnel Boring Machine” (TBM) yani Türkçesi “Tünel Delme Makinası” ya da köstebek denilen makinalarla dev su tünelleri açılmaktadır.
Toprağın üzerinden gitmenin mümkün olmadığı durumlarda yeraltında dev bir köstebek gibi çalışan Tünel Delme Makinesi (TDM) ile çevreye ve yer üstündeki yapılara zarar vermeden yüzlerce metre kazı yapılarak su getirilebilmektedir.
Bir matkap gibi çalışarak hızlı bir şekilde tüneli delip içindeki hafriyatı da dışarı boşaltan ve aynı anda tünelin kaplamasını da yapabilen Tünel Delme Makinesi ülkemizde pek çok yerde kullanılmıştır. Bunlar;
İSKİ Genel Müdürlüğüm döneminde İstanbul’da atıksu tünelleri,
DSİ ve Bakanlığım döneminde ise KOP’ta 17.034 metrelik Mavi Tünel,
GAP’ta 17.185 metre uzunluğu, 7,8 m kazı çapı olan Dünya’nın 5. uzun tüneli olan Suruç Tüneli,
İstanbul Melen İçmesuyu Projesi kapsamında 5.551 metrelik Boğaz Geçiş Tüneli,
Ankara İçmesuyu Temin Projesi kapsamında 31.592 metre uzunluk, 4,5 metre çapındaki Gerede Tüneli,
Ergene Projesi derin deniz deşarj tünelidir.
Ergene Projesinde kullanılan Tünel Delme Makinesi yerli ve milli makinamız olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir.
Konuşmamın başında da bahsettiğim üzere su projelerinin tamamında ileri teknolojiyi kullandık ve halen kullanılmaya devam etmektedir. Özellikle KOP ve GAP kapsamında inşa ettiğimiz dev sulama kanalları bunlara birer misaldir.
Şanlıurfa’dan Mardin’e akan 221 km uzunluğundaki Mardin Ana Kanalı bir sun’i nehirdir. Bu kanal 161 km’lik Süveyş Kanalından daha uzundur. Şanlıurfa-Mardin Ana Kanalının debisi 200 m3/s olup, bu değer Kızılırmak Nehrinin Mart ayı debisine eşittir. Yani inşa ettiğimiz ana kanal sun’i bir nehirdir. Ana kanalın boş halinde içerisine yan yana 10 iş kamyonu sığmaktadır. Bu da projenin büyüklüğünü ve iletilen suyun ne kadar fazla olduğunu göstermektedir.
Konya Ovası için de sun’i nehirler inşa ettik. Misal olarak Beyşehir’den başlayarak Suğla’dan Apa Barajı’na kadar kanal ile Derebucak Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı, Beyşehir Gölü ve Suğla Depolamasından yaklaşık yılda 280 milyon m3 su Konya Ovası’na iletilmektedir. Keza Mavi Tünel çıkışından itibaren Hotamış Depolamasına kadar sun’i nehir inşa edilmiş dolayısıyla buradan takriben yılda 444 milyon m3 Torosların suları Konya Ovası’na aktarılmaktadır.
Özellikle 2003 yılından itibaren iptidai sulama sistemleri terk edilerek kapalı basınçlı sulama sistemlerine geçilmiştir. Yağmurlama ve damlama sistemler sayesinde sulamada önemli bir tasarruf sağlanmaktadır. Malum olduğu üzere suyumuzun takriben %76’sını sulamada kullanıyoruz.
İleri teknolojiyi kullanmayan veya zamanında kullanmaya ülkeler veya bireyler her zaman birkaç adım geriden gelmeye mahkûmdur. Türkiye ileri teknoloji alanında son 20 yılda muazzam bir hamle yapmıştır.
2002 yılında Savunma Sanayiinde yüzde 20 olan yerlilik oranı 2022 yılında yüzde 85’e yükselmiştir.

✓ Eskiden kiraladığımız insansız hava araçları yanlış koordinat verilmesi sebebiyle büyük sıkıntılara sebebiyet veriyordu.
✓ Mühimmatı ile birlikte kendi SİHA’sını üretebilen 4 ülkeden biriyiz.
✓ Kendi uçak ve helikopterini üretebilen 6 ülkeden biriyiz.
✓ Jet Motoru teknolojisine sahip 7 ülkeden biriyiz.
✓ Taarruz helikopteri seri üretimi yapabilen ilk 5 ülkeden biriyiz.
✓ Savaş uçağı geliştiren sayılı ülkelerden biriyiz.
✓ Kendi eğitim uçağını tasarlayıp üretebilen ilk 10 ülkeden biriyiz.
✓ Kendi uydusunu tasarlayıp, üretip, test edebilen sayılı ülkelerden biriyiz.
✓ Kızılötesi Dedektör alanında seri üretim yapabilen 6 ülkeden biriyiz.
✓ Kriptolu telefon üretebilen 6 ülkeden biriyiz.
✓ Baz istasyonu üretebilen 5 ülkeden biriyiz.
✓ Elektrikli araba bataryası üretebilen 6 ülkeden biriyiz.
✓ İleri teknoloji su altı robotu üretebilen sayılı ülkelerden biriyiz.
✓ Dünyanın ilk 4. Seviye otonom elektrikli otobüsünü üretiyoruz.
✓ İnsansız Deniz Aracı üretebilen 5., silahlı testini gerçekleştiren 1. Ülkesiyiz.
✓ Kendi Deniz Topunu tasarlayıp üretebilen 4 ülkeden biriyiz.
✓ Tünel Açma Makinası (TBM) üretebilen 8 ülkeden biriyiz.
✓ Akıllı bomba üretebilen 4 ülkeden biriyiz.
✓ Kendi Savaş Gemimizi tasarlayıp üretebilen sayılı ülkeden biriyiz. Anadolu Gemimizin TCG Anadolu (L-400) denize indirilişinde ben de vardım. Çok büyük gurur duyduk.
✓Kızılelma Harp Uçağımız ülkemizin gururu olacaktır.
✓ Tayfun Füzemiz, 3000 ile 5550 km menzili ile dosta güven düşmana korku salmaktadır.
✓ Dünya’nın en yüksek barajlarını yapabilen ülkelerden biriyiz.
✓ KKTC’ye denizde asılı boru sistemiyle su ileten proje Dünya’da ilk ve tektir.
✓ Dünya’nın en iyi içmesuyu arıtma tesisi inşa eden 7 ülkesinden biriyiz.
✓ Dünya’nın en ağır kaya kamyonunu yapan 7 ülkeden biriyiz.
✓ Konya’daki sanayide ziraatta kullanılan teknolojiler sayesinde Dünya’nın en ileri ülkelerinden biriyiz.

Ülkemizin daha da büyümesi ve güçlenmesi için daha çok çalışmaya ve daha çok üretmeye ihtiyacımız var. Bunun için sadece beden gücü yetmez. İleri teknolojiyi üretmeli ve kullanmalıyız.
Bugün milli gelirimizi arttırmak için sadece buğday, domates, patates, biber üretip bunu ihraç ederek kalkınamayız. Bizim yerli ve milli yazılımlar yapmaya, teknolojiyi kullanmaya ve bu ileri teknolojiyi ihraç ederek kalkınmaya ihtiyacımız var. Bunun için de büyük sermayelere de ihtiyaç yok. Bakıyorsunuz iki gencimiz bir oyun yazılımı yapıyorlar ve milyonlarca liralık ihracat geliri sağlayabiliyorlar.
Bu sebeple siz sevgili gençler, üniversite yıllarınızı çok iyi değerlendirin. Kendinizi geliştirin, meraklı olun. Okuyun, inceleyin ve daha iyilerini yapmak için gayret edin.
2053, 2071 ve 2099’un güçlü ve müreffeh Türkiye’si için çalışmalıyız, çalışmalıyız, çalışmalıyız…
Sözlerimi burada tamamlarken bana sizlerle bir araya gelme imkânını veren Değerli Rektörümüz Prof. Dr. Osman Nuri Çelik’e çok teşekkür ediyorum. 2023-2024 Akademik Yarıyılının; öğrencilerimize, öğretim görevlilerimize ve bütün üniversite mensuplarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Su Gibi Aziz Olunuz…