Sosyal Medya Hesapları




HİDROELEKTRİK ENERJİ ÜRETİMİNDE BÜYÜK BİR HAMLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ…
Prof. Dr. Veysel EROĞLU
Türkiye, 2002 sonunda AK Parti iktidara geldiğinde, enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı bir ülkeydi. Dolayısıyla cari açığımızın en temel sebebini de enerji ithalatı oluşturmaktaydı.
AK Partinin iktidarından önce 30 büyük baraj ve HES Projesi ile 14 sulama tesisi için, Hazine garantili olarak Hükümetler Arası İkili İşbirliği Anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmalar için Hazine Müsteşarlığı, Libor + %2,5 kredi faizini kabul ediyor, ayrıca yabancı kredi kuruluşları müteahhitlerden %15’e kadar varan ilave faiz oranları talep ediyordu. Bu sebeple barajların maliyetleri 5-6 kat artarken, inşaat süreleri de uzuyordu.
Hazinemize çok fazla yük getiren bu durumun önüne geçmek için çok önemli bir kanuni düzenlemeyi hayata geçirdik. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, o dönemki TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olan Sayın Mustafa Açıkalın’ın destekleriyle Yüce Meclisimizde yapılan kanuni düzenleme sayesinde Hazine garantili olan Hükümetler Arası İkili İşbirliği Anlaşmaları iptal edildi. O dönem, inşaatları başlamış olan Artvin Deriner Barajı ile Karaman Ermenek Barajı haricindeki diğer büyük baraj ve HES projelerinde Hükümetler Arası İkili İşbirliği Anlaşmaları kanuni düzenlemeyle iptal edilmiş oldu.
Daha sonra hidroelektrik enerji üretimini arttıracak çok önemli bir yönetmelik hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. 2003 yılında “Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği” hazırlanmış ve hidroelektrik enerji üretimi özel sektöre açılmıştır.

Artvin Deriner Barajı
Yapmış olduğumuz bu reform sayesinde devletimizin üzerinden 65 milyar $ borçlanma yükünü kaldırdık. Uygulamaya koyduğumuz Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği ile söz konusu bu baraj ve HES’leri özel sektöre açtık. Özel sektör bu barajları Yap-İşlet-Devret usulü ile her türlü istimlak ve yapım maliyetlerini karşılayarak bu tesisleri inşa etmiştir. Özel sektör, inşa ettiği bu HES’lerden enerji üretip belli bir süre sonra bedelsiz olarak Devlete devredecektir. Ayrıca bazı HES’ler üretilen her bir kWh enerji için Devlete katkı payı bedeli de ödemektedir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bir taraftan kendi yatırım bütçesinden baraj ve HES’ler inşa ederken, diğer taraftan da özel sektör HES inşaatlarına başlamıştır. Böylece hidroelektrik enerji üretiminde büyük bir hamle yapılmış oldu. 605’i son 19 yılda olmak üzere toplam 743 adet hidroelektrik santrali ile 2003 yılında 26 milyar kWh olan hidroelektrik enerji üretimimiz, DSİ ve özel sektörün gayretleri ile 110 milyar kWh’a yükselmiştir. Daha önce “Su akar, Türk bakar” sözü, artık “Su akar, Türk yapar” olarak değiştirilmiş oldu. Türkiye hidroelektrik enerji üretiminde Avrupa’da 2. sıradadır.

Bingöl Yukarı Kaleköy Barajı
2003 yılından itibaren enerji üretiminde yapılan hamle ile ülkemizin sahip olduğu toplam kurulu güç 99.890 MW’a yükseltildi. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynağımız olan hidroelektrik enerji 32.000 MW ile kurulu güç bakımından birinci sıradadır. Doğalgaz çevirim santralleri ise 27.600 MW ile birinci sıradan ikinci sıraya gerilemiştir. Kömür santrallerinden üretilen elektrik üretimi ise 20.300 MW ile üçüncü sırada bulunmaktadır. Dördüncü ve beşinci sırada bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş ve rüzgâr enerji santrallerinde ise Hükümetimiz döneminde önemli adımlar atılmıştır. Dolayısıyla Hükümetimiz döneminde yenilenebilir enerjinin toplam enerji üretimindeki payı artmıştır. Enerji kurulu gücümüzün %53’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından meydana gelmektedir.
Hidroelektrik enerji üretiminde yapılan kanuni düzenleme ile Devletimizin üzerinden 65 milyar $ borçlanma yükünün kaldırılması ve ardından çıkarılan yönetmelikle enerji üretiminin özel sektöre açılmasının çok önemli faydaları olmuştur. Bunlar;
Hazinenin borçlanma yükünün kaldırılması sebebiyle faizlerde önemli oranda düşüş olmuştur.
Barajların inşa süresi kısalmıştır. Böylece yapılan yatırımlar çok daha kısa sürelerde faydaya dönüşerek ekonomiye katkı sağlamaya başlamıştır.
Yatırımlar, dışa bağımlılık yerine öz kaynaklarla yapılmıştır.
Hesaplamalara göre, hidroelektrik enerji üretiminde yapılan bu reformlar, ülkemizin büyümesinde %3 gibi ilave bir büyüme sağlamıştır. Ayrıca istihdama da önemli bir katkı sağlamıştır. Türk müteahhitlerimizin tecrübesi daha da artmıştır. Böylece Türk müteahhitlik sektörü, Dünya’da Çin’den sonra ikinci sıraya yükselmiştir. Elektrik enerjisi depolanamamasına rağmen, barajlarda biriktirilen sular sayesinde özellikle pik saatlerde hidroelektrik enerji üretimi arttırılmak suretiyle ülkemizin kritik saat veya mevsimlerde enerji ihtiyacı karşılanmaktadır. Böylece dolaylı da olsa bir bakıma elektriği barajlarda depolamak mümkün olmaktadır.

Artvin Borçka Barajı
Enerji üreten bu barajlar ayrıca sulama, içmesuyu temini, taşkın koruma, balıkçılık, su sporları ve rekreasyon gibi çok önemli ilave faydaları da bulunmaktadır.
Hidroelektrik enerji; yerli, yenilenebilir ve milli enerji kaynağıdır.