Sosyal Medya Hesapları




5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLU OLSUN
Bütün vatandaşlarımızın 5 Haziran Dünya Çevre Gününü gönülden tebrik ediyorum.
İçinde bulunduğumuz Dünya’da, bizden önceki nesiller yaşarken şimdi bizler yaşıyoruz. Bizden sonraki nesiller de bizim bıraktığımız aynı Dünya’da yaşayacaklar. Yani bu Dünya’yı hoyratça kullanmamalı, bizden sonraki nesillerinde bu Dünya’da yaşayacağı şuuruyla gözümüz gibi korumalıyız.
Evlatlarımıza, torunlarımıza; güzel bir çevre, temiz su kaynakları geniş ve temiz ormanlar, kısacası yaşanabilir bir Dünya bırakmak bizlerin asli vazifesidir. Malum olduğu üzere küresel ısınma ve iklim değişikliği her geçen gün daha fazla etkisini göstermektedir.
İklim değişikliği ile mücadele, sadece bir ülke ya da sınırlı bir coğrafyanın konusu değil, bütün Dünya’nın beraber hareket etmesi gerektiği ortak bir mes’eledir. Biz de Türkiye olarak, mes’elenin ehemmiyetini gayet iyi biliyor ve bu şuurla taşın altına elimizi koyuyoruz.
Türkiye, Akdeniz Havzasında yer alması sebebiyle küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden birisidir. Türkiye olarak bütün Dünya’yı yakından ilgilendiren bu konu üzerinde, çalışmalarımızı büyük bir gayret içinde yürütüyoruz. Esasen Türkiye’nin sera gazlarının azaltılması hususunda tarihi bakımdan mes’uliyeti çok çok küçüktür.
1750-2019 yılları arasına baktığımızda Dünya’daki toplam sera gazı emisyonlarının sadece %0,6’sının ülkemizden kaynaklandığı görülmektedir.
ABD’de bu oran %24,8
AB-27’de %17,4
Çin’de %13,3
Rusya’da %6,9
İngiltere’de %4,7
Japonya’da %3,9 oranındadır.
Ülkemizin küresel ölçekte mes’uliyeti çok az olsa da, biz bu alanda her türlü tedbiri alıyor ve almaya devam edeceğiz.
Hükümetimiz 18 yıldır çevre konularında muazzam reform ve yatırımları hayata geçirmiştir. AK Parti Hükümetleri olarak “En Çevreci Hükümet” olduğumuzu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
Uluslararası Anlaşma ve Konferanslar;
Türkiye, iklim değişikliği ile alakalı uluslararası alanda bütün toplantı ve konferanslara düzenli olarak katılım sağlayarak küresel ölçekte mes’eleyi yakından takip etmektedir.
Türkiye, 1992 yılında Rio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf olmuştur. Türkiye, müteakip yıllarda gerçekleştirilen taraflar konferanslarına katılm sağlamıştır. Ülkemiz 26 Ağustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolüne resmen taraf olmuştur. Türkiye, özellikle Hükümetlerimiz döneminde çevre alnında büyük çalışmaları hayata geçirmiştir.
Yaptığımız bu çevre faaliyetleri neticesinde 21 Aralık 2009 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen “Hükümetlerarası Katılım Konferansı’nda 27 No’lü Çevre Faslı” müzakerelere resmen açılmıştır. Esasen Çevre Faslı, AB’ye üye olan ülkelerin dahi en son açabildiği fasıl olmasına rağmen, ülkemizin bu alandaki gayretli çalışmaları neticesinde Çevre Faslı, açtığımız önemli bir fasıl olmuştur.
Türkiye’nin, 28 Kasım 2010 tarihinde Meksika’nın Cancun şehrinde gerçekleştirilen 16. Taraflar Konferansında özel şartları kabul edilmiştir. Ülkemiz, 2015 yılında Paris’te gerçekleştirilen 21. Taraflar Konferansı’na da katılmıştır. Türkiye, yeni iklim rejiminde finans ve teknoloji desteklerine erişim talebinin karşılanması kaydıyla, 2015 yılında Paris Anlaşması’nı kabul etmiş ve 22 Nisan 2016’da imzalamıştır.
İklim Değişikliği ile Mücadele ve Uyum Faaliyetleri;
Türkiye özellikle iklim değişikliği ile mücadele ve adaptasyon yani uyum çalışmalarına büyük ehemmiyet vermiştir. Özellikle;
Ormancılık ve arazi kullanımı
Su kaynaklarının verimli kullanımı
Yenilenebilir enerji
Ulaştırma
Atık bertarafı
Ziraat konularında büyük hamleler gerçekleştirmiştir.
Ormancılık Faaliyetleri İle Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması;
Sera gazlarının absorbe edecek en önemli yutak alanlar ormanlardır. Dolayısıyla iklim değişikliği ile mücadelede en önemli faktör ormanlardır. Ülkemizdeki ormanlar takriben 2 milyar ton karbon depolanmaktadır. Bu miktar 7 milyar ton CO2 eşdeğeridir.
Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatımla başlatmış olduğu Ağaçlandırma Seferberliği ile son 18 yılda ormancılık alanında muazzam çalışmalar gerçekleştirmiştir. Dünya’da orman varlığı azalırken ülkemiz orman alanlarını arttıran nadir ülkelerden biri olmuştur. Son 18 yılda takriben 5,5 milyon hektar alanda ağaçlandırma ve ormancılık faaliyeti yürüterek 5,2 milyar fidanı toprakla buluşturduk.

2003 yılında 20,8 milyon hektar olan orman alanımızı, 2,1 milyon hektar arttırarak 22,9 milyon hektara yükselttik. Orman alanında yaptığımız bu çalışmalar, Birleşmiş Milletlerin de dikkatini çekmiştir. Her yıl düzenli olarak New York’ta gerçekleştirilen Dünya Ormancılık Zirvesinin Onuncusu 08-19 Nisan 2013 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.
Erozyonla mücadelede gerçekleştirdiğimiz çalışmalar neticesinde, erozyonla kaybedilen toprak miktarını 500 milyon tondan 154 milyon tona düşürdük. Bu alanda da yaptığımız çalışmalar Birleşmiş Milletlerin takdirini kazanmıştır. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele 12.Taraflar Konferansı, 2015 yılında Ankara’da başarıyla gerçekleştirilmiştir. Ülkemiz 2 yıl boyunca COP12’nin başkanlığını yürütmüştür.

Ülkemiz, ormancılık ve erozyon kontrolü çalışmalarında komşularına, Balkanlara, Orta Asya ülkelerine ve Afrika ülkelerine maddi destek ve tecrübe desteğinde bulunmuştur.
Ülkemiz, kısa adı PAN Afrika olan, Afrika’yı doğuda Cibuti’den başlayarak batıda Senegal’e kadar giden büyük bir hat üzerinde bir yeşil duvar oluşturmayı, bu sayede çölleşme ve arazi bozulması ile mücadele etmeyi hedefleyen projeye büyük destek vermektedir.
Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması;
İklim değişikliğinin en önemli etkilerinden biri de su kaynakları üzerinde olmaktadır. Ülkemiz özellikle son 18 yılda su kaynaklarımızın tek bir damlasını dahi israf etmeden sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde değerlendirmektedir. Son 18 yılda 255 milyar TL’lik 8.697 adet tesisi aziz milletimizin hizmetine sunduk. Hizmete aldığımız tesislerin 600’ü baraj, 590’ı hidroelektrik enerji santralidir.
Özellikle hazırladığımız ve uygulamaya koyduğumuz İçmesuyu Eylem Planları ile 81 ilimizin içme ve kullanma suyu mes’elesini kökünden çözdük. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Gaziantep, Konya gibi illerimizin uzun vadeli içmesuyu ihtiyacını karşıladık. 2017 yılında olduğu gibi bu sene de yaşanan kuraklığı vatandaşlarımıza hissettirmedik.
Gıda üretim ve güvenliğinin daha da ehemmiyet kazandığı son yıllarda sulama projelerimizi arttırdık. Ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektar arazimizin 6,7 milyon hektarını sulamaya açtık. Sulamaya açılan bu alanlarda uygun ziraat yapılması durumunda yıllık 50 milyar TL zirai gelir artışı sağlamak mümkün olmaktadır.
Yenilenebilir Enerji Faaliyetleri İle Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması;
Yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük önem verdik. Ülkemizin halihazırda sahip olduğu 96.271 MW kurulu gücünün %52’sini yenilenebilir enerji kaynakları teşkil etmektedir. 2003 yılında 12.000 MW olan yenilenebilir enerji kurulu gücümüzü 50.000 MW’a yükselttik.
Yenilenebilir enerji de özellikle hidroelektrik enerji üretimimizi çok arttırdık. Hâlihazırda 32.000 MW hidroelektrik kurulu gücüne ulaştık. Hidroelektrik, toplam kurulu gücümüzüm %33’ünü, yenilenebilir enerjimizin de %64’ünü oluşturmaktadır. Rüzgar enerji kurulu gücümüz 8.832 MW’a, güneş enerjisi kurulu gücümüz de 6.667 MW’a yükselmiştir.

Temiz Sanayi İle Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması;
Türkiye, doğalgaz çevrim santralleri ve kömür santrallerinin toplam enerji üretimindeki payını azaltmaktadır. Termik santrallerin bacalarına filtre takmak suretiyle ve ileri teknoloji sanayi kuruluşlarımızla emisyon değerleri azaltılmıştır. Yine 2003 yılından itibaren hanelerde kömür kullanımı büyük oranda azaltılarak doğalgaz kullanımı arttırılmıştır.
Ulaştırma Faaliyetleri İle Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması;
Sera gazlarının oluşumunda büyük pay sahibi olan ulaştırma sektöründe, özellikle inşa ettiğimiz bölünmüş yollarla emisyon değerlerini azalttık. 6.100 km olan bölünmüş yol uzunluğunu 28.200 km’ye yükselttik. 1.213 km uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. 11.590 km demir yolu ağı, baştan sona yenilendi. Bu faaliyetlerle de sera gazı azaltımına büyük katkımız olmuştur.
Yaptığımız hukuki düzenlemelerle yüksek emisyonlu yaşlı araçların trafikten çekilmesini sağladık. %100 yerli ve elektrikli aracımızın üretimine yakında başlıyoruz.
Atık Bertaraf Faaliyetleri İle Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması;
Ülkemizin her noktasında hava kalitesini ölçüp, 352 noktadan online olarak takip edebiliyoruz. Katı atıkların geri kazanılması için tesis sayısını arttırdık. Başlatmış olduğumuz Sıfır Atık Projesi başarıyla sürdürülmektedir. Katı atık bertaraf tesisleri ile emisyon değerleri %7 oranında azaltılmıştır. 2017 yılından bu yana 17 milyon ton atığın geri kazanımı sağlandı. 2 milyar ton sera gazı salımı engellendi.
Belediyelerin atıksu arıtımı konusunda büyük hamleler yaptık. 2002 yılında atıksu arıtma hizmeti alan belediye nüfusunun oranı %35 iken, bugün bu oranı %89’a yükselttik. 2023 yılında %100’e ulaştırılması planlanmaktadır.
Binalarda Dönüşümlerle Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması;
Ülkemiz, binalarla alakalı yeni yönetmelikler hazırlamaktadır. Yapılan bu düzenlemelerle binalarda ısı tecridi yapılarak ısınmadan kaynaklı enerji kaybı önlenmekte ve sera gazı emisyonları azaltılmaktadır.
TBMM’de Kurulan İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu;
Hükümet olarak çevre alanında yaptığımız muazzam yatırımlarla küresel iklim değişikliği ile mücadelemiz devam ediyor. Ancak Küresel iklim değişikliği ile alakalı farkındalığı daha fazla gündeme getirmek ve yapılan ve yapılacak çalışmalara ışık tutmak için Yüce Meclisimizde bir araştırma komisyonu kuruldu.
Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması İçin Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu, 23 Mart 2021 tarihinde çalışmalarına başladı. Komisyon, bütün siyasi partilerin ortak kararıyla kurulmuştur. 19 üyesi bulunan komisyon, Başkanlığımda her hafta toplantılar gerçekleştirmektedir. Toplantılara konuyla alakalı bütün kamu kurum, kuruluş, sivil toplum kuruluşu ve üniversitelerimizin değerli akademisyenleri katılarak Komisyonumuza bilgi sunmaktadırlar.
Bugüne kadar 13 toplantı gerçekleştirilmiş olup, konuyla alakalı 46 uzman komisyonumuza bilgi sunmuşlardır. Malum olduğu üzere iklim değişikliği bütün kurumları yakından ilgilendirmektedir. Bu maksatla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan alanında yetkin 32 uzman arkadaşımız Araştırma Komisyonumuzda geçici olarak çalışmaktadırlar.
Bu uzmanların da katkılarıyla Araştırma Komisyonumuz çok güzel bir raporu hazırlayarak, iklim değişikliğine yönelik yapılması gereken çalışmaları madde madde ortaya koyacağız.
Sera Gazı Emisyon Miktarımız Düşüyor;
Ülkemizde sera gazlarının azaltılması ve iklim değişikliğine adaptasyon konularında attığımız adımların neticesini almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yaptığımız iklim değişikliği ile mücadele faaliyetleri neticesinde Dünya’da sera gazı emisyonları artarken özellikle 2017 yılından itibaren ülkemizde azalma eğilimine geçtiğini gururla vurgulamak istiyorum. 2017 yılında 525 milyon ton CO2 eşdeğer olan sera gazı emisyonu, 2018 yılında 522,5 milyon ton CO2 eşdeğere, 2019 yılında da 506,1 milyon ton CO2 eşdeğere düşmüştür.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede gelişmiş ülkelerin diğer gelişmekte olan ülkelere destek vermesini çok önemsiyoruz. Ağaçlandırma, ormancılık, çölleşme ile mücadele, teknoloji transferi konularında ihtiyaç sahibi ülkelere, büyük ülkelerin destek vermesi iklim değişikliği ile mücadelede önemli hususlardır.
Küresel İklim Değişikliği, bütün Dünya’yı ilgilendiren ortak bir konudur. Bu sebeple çözümüne de bütün Dünya’nın ortak hareket ederek ulaşabileceği kanaatindeyim.
Bu düşüncelerle bütün vatandaşlarımızın 5 Haziran Dünya Çevre Gününü tekrar gönülden kutluyor, Daha yaşanabilir bir Dünya’yı gelecek nesillere bırakmak için herkesi sorumlu davranmaya davet ediyorum.